Hadid suresi:
10- Size ne oluyor ki, Allah yolunda infak etmiyorsunuz? Oysa göklerin ve yerin mirası Allah\’ındır. İçinizden, fetihten önce infak eden ve savaşanlar (başkasıyla) bir olmaz. İşte onlar, derece olarak sonradan infak eden ve savaşanlardan daha büyüktür. Allah, her birine en güzel olanı vadetmiştir. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
11-Kim Allah’a güzel bir borç verecek ki, Allah da onu kendisine kat kat ödesin. Ona çok değerli bir mükafat da vardır.
Güzel borç ile, insanların birbirine yüzünü ekşitmeden, gönülden isteyerek borç vermesi, sıkıntısını gidermesi ve vadesi geldiğinde borçluyu sıkıştırmadan beklenmesi, eğer borçlu ödemekte çok zorlanıyorsa imkan varsa borcun hibe edilmesi kastedilmektedir.
Farklı bir açıdan bakarsak, Rabbimiz ahiret için dünya nimetlerinden vazgeçmekte zorlananlar ve karşılığında alacakları nimetler konusunda şüphede olanlar için bu mahrumiyetinizi bana borç olarak verin de demektedir. İnfaka bir ticaret olarak bakıyorsanız en azından verdiğinizin aynısını almayı garanti etmiş olursunuz. Bu iman eden biri için biraz utandırıcı bir durumdur. Zaten bize sahip olduğunuz her şeyi veren birine yeri geldiğinde verdiklerinden bir kısmını bile hibe etmiyoruz da borç olarak veriyoruz. Kaldı ki vermek infak verene fayda sağlamaktadır. Gönlünü dünya malına olan sevgiden kurtaracak ve rahmetle dolmasına vesile olacaktır yani Allah onu kendisine kat kat ödeyecektir. \”Ona çok değerli bir mükafat da vardır.\” sözü bu borcun bire bir değil kat kat fazlasıyla geri ödeneceğini belirmektedir. Hatta ayette mükafatın detayının verilmemiş olması, açıklansa da anlamayacağımız, henüz tatmadığımız çok değerli bir mükafat olacağı anlamını taşıyor.