– Derler ki hiçlik yüksek bir makamdır. Hiç olanın makamı olur mu hiç. İnsan bir hayal görür. Bu hayalden hesap günü uyanır. Yalnızca Kuranla nurlananların sabahı erken olur derler.
– Allahın ipine sarılmak. Varlıkta yoklukta sevinçte üzüntüde sadece O\’na doğru yönelmek. Sevinci O\’ndan bilmek şükrünü O\’na yapmak. Sıkıntıyı O\’ndan bize bir eğitim bilmek. Öğrenmek, tevekkül etmek, dersi anlayıp hamd etmek.
– Yerdeki ve göklerdekinin gıybetini Allah ile yapma. Alemlerin Rabbiyle kulunun gıybetini yapmak hoş değil. Gönlünden geçirdiğin her şeyi Onunla paylaştığını unutma.
– Allah bize huzur vermezse huzura ermemiz mümkün değildir. Onadan ayrı düşüp sonra huzura ermeyi nasıl umuyoruz?
– Mucize bekleyenler macera peşindedirler, kendilerini eğitmenin değil. Kuran hem mucizedir hem eğitim.
– Gerçekte kim ne yaparsa yapsın, şeytan dahil, herkes Allah\’ın düzeninin bir parçası olmaktan öteye geçemez. Zararı sadece kendine eder. Allah\’ın rahmetinden mahrum olur. Bu sebeple kafirler ancak kendilerine zulmediyorlar denmektedir. Allah\’ın mülkündeki düzende herkes hür bir şekilde hayırdan veya şerden yana taraf seçer. Herkes seçtiği tarafta gönlünce amel eder bir ömür oluşturur. Herkesin oluşturduğu ömrü taş parçalarına benzetirsek, Alemlerin Rabbi o taşı kudret ve egemenlik duvarında onun için oluşturduğu gediğe koyar. Hangi şekli alırsa alsın, Rabbimizin duvarının bir parçası, bir tuğlası olmaktan öteye gidemez. Sadece kendi elleriyle şekillendirdiği ömrünün hayır ve şer durumuna göre duvarın nimet veya azap bölümünde değerlendirilmiş olur. Halini değiştirmediği sürece de ebediyen orada kalır.
– Allah münafıkları dilerse azap edecek veya tövbelerini kabul edecektir. Yani Resulün ve müminlerin bu aşamada yapmaları gereken bir şey yoktur. Münafıklarla Allah ilgilenecektir. Her ne kadar münafıklar bilerek veya bilmeyerek islama zarar vermeye çalışsalar da aslında kendilerini imanla küfrü ayrımakta hızlandırıcı materyal olarak kullandırmışlardır.
– Doğru dürüst kılınan namaz insanı kötülükten ve aşırılıktan alıkoyar. Namaz bunu namazdayken değil namazdan sonra yapar. Eğer olmamışsa namaz doğru kılınmamış demektir.
– Günde beş vakit Allah\’ın huzurunda halini gözden geçiren ve düzeltmeye gayret edenden, vakit aralarında sürekli Rabbini hatırlayandan aşırılık ve kötülükten uzak durmaya çalışandan daha hazırlıklı kim olabilir?
– Din olarak adlandırılan yaratanımızı bilme sürecinin en güzel yanı hayatı anlamlı kılmasıdır. Ölümlü bir dünyadayız. Ne olursak olalım dünyada sahip olduğumuz her şeyi bırakıp gideceğiz. Manevi olarak ise gece karanlığında çölün ortasında yolunu kaybetmiş bir vaziyetteyiz. Maddi açıdan yapılabilecek bir şey yok. Herkesin kıyameti bir gün kopacaktır. Ama manen yolumuzu bulup bu dünyadan Rabbimizin rahmetine doğru çıkabiliriz. Bu yolu, çöl insanlarının yıldızlara bakarak yol bulması gibi, Kuran ayetlerine bakarak bulabiliriz. Bu labirentten çıkış haritası tüm ayetlerinin bir araya gelmesiyle ortaya çıkar. Bu sayede karanlığı delen bir nur bizim yolumuzu aydınlatır ve bizi rahmete, her şeyin anlam kazandığı bir huzura çıkarır.
– Gönlünü temizlemeden Allah\’a yakin olamazsın. O\’nun huzuruna pislik içinde çıkılmaz.
– Fakir iken dünyanın özlemi içinde olmamak. Zengin iken dünyaya dalmamak. Hani derler ya kırk katır mı kırk satır mı?
– Özgürlükler sınırsız değildir. Her şeyin bir sınırı vardır. Toplumsal barış bu özgürlüklerin sınırlarında anlaşmaktır. Anayasa bu anlaşmanın yazılı halidir.