Sonra bir gün bulduk diyoruz. Acaba aramaktan yorulup elimizdekine mi teslim oluyoruz? Belki de mükemmel zannettiğimiz o güne kadar bulabildiklerimizin en iyisidir. Mutlak mükemmelin ne olduğu konusunda bir bilgimiz yok iken nasıl bulduk diyebiliriz? Biz mükemmel değiliz ki aradığımız olsun.
Neyin peşinde olursak bizi o belirler. Neye teslim olursak ona kul oluruz. Özünde o şeyden aldığımız gönül lezzetinin kölesiyiz. O lezzetin peşinden gideriz çünkü ona ihtiyacımız vardır. Neler yapmayız ki… Bir anlamda uyuşturucu bağımlılığı gibi. Bu aşamada birinci olarak sormamız gereken en önemli soru şudur: Neyin kulu olmalı neye teslim olmalı? Oturup etraflıca düşünmeli… Bir gün kaybolacak olanın mı yoksa ebedi var olan Rahmanın mı?
Bir insan bir şeyin mahrumiyetinin acısını ne kadar çekmişse o şeyi insanın elinden almak o kadar zordur. Gönlünden çıkarmak ise imkansız.