Sonsuzluk şimdilik bizim kavrayabileceğimiz bir kavram değildir. Sonsuzluk bir ismi olan fakat manası tam bilinmeyen, idrak edilemeyen bir şeydir. Sonu olmayan bir şeyin nasıl olacağını, her şeyin bir sonu vardır mantığında olan, biz yaratılmışların tasavvur etmesi mümkün değildir. Rabbimiz, dünya denen fani bir ortamda bize kudretinin delillerini, tüm güzel isimler benim diyerek gösteriyor, kendini tanıtıyor ve bizi ahiret sonsuzluğuna hazırlıyor.
Biz O\’nun seviyesine çıkamayacağımıza göre O bizim seviyemize teveccüh buyuruyor. Eğer sonsuzluğu ile bize dokunacak olsa veya biz Onun sonsuzluğuna dokunacak olsak yok oluruz. Biz onu göremeyeceğimize göre o bize yarattığı güzellikler aracılığıyla görebildiğimiz kadarıyla görünecektir.
Sonsuzluktan anladığımız kadarıyla bir fikir yürütmeye çalışırsak: Eğer kul ile Allah ayrı ayrı ise kul ve Allah Allah tan büyük olur(haşa). Kul un var olması için Allah\’ın varlığının olmadığı bir yer olması gerekir. Bu da Onun varlığının sonsuz olmamasını doğurur. Oysa sonsuz olanın sonunu bulayız ki orada başka bir şeye yer bulalım.
Bu durumda iki seçenek oluşur: Ya biz cenabı Allah tan bir cüzüz (nasıl ki hücre bizden bir parça ama bizim kendimiz değildir) ya da biz sadece bir hayalden ibaretiz yani maddi bir varliği olmayan bir manayiz.
Ayrıca bir şeye burada var şurada yok dersek ona sınır belirlemiş oluruz. Sınırı olan şeylerin şekli olur. Sonsuz olanda sınır yoktur ki bir şekli olsun.
Yaratılanlar yaratandan bir parça, bir güzellik, bir cemal taşır. Ama bu cemal perdelidir. Bundan dolayı her şeyde o cemali görmeye çalışıp öyle algılamak ve sevmek lazım. Yaratan ise bir şeyde tezahür edemeyecek kadar sonsuzdur. Eğer ederse o şey yok olur. Musa as kıssasında dağa tecelli edip onun paramparça olması gibi… Cemalinden dilediği kısmını tüm yarattıklarına dilediğince yaymıştır. Perdelidir çünkü eğer perdelemezse gözümüzü ondan alamayız. Biz de o cemalde yok olur gideriz.
Kendinde kendini seyretmekten, alemde O\’nu seyretmeye ve arınmaya, daha sonra da kendinde O\’nu seyretmeye yolculuk. Cüzden küle ve külden cüze. Parçadan tama ve tamdan parçaya…